Sidebar

21. yüzyıl; siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmelerin çok hızlı yaşandığı bir süreci beraberinde getirmektedir.

Bu süreçte yaşanan baş döndürücü gelişmeler; mevcut sorunları daha da büyütürken, bu sorunlara ilişkin etkili ve kalıcı çözümler de, toplumun her kesiminden insanın bilinç, duyarlılık, katılım ve bilgi paylaşımını zorunlu kılmaktadır.

Bilgiyi elinde bulunduran, stratejik olarak kullanabilen ve paylaşabilen ülkeler, toplumlar, örgütler veya bireyler; hem içinde yaşadığımız yüzyıla hükmetmekte, hem de öncü olma avantajlarını kullanarak, güç alanı ve üstünlük elde etmektedirler.

Türkiye; sahip olduğu stratejik konumu, ekonomik ve siyasi gücü, tarihî birikimi ve medeniyet değerleriyle dünya istikrarına ve barışına ciddi katkılarda bulunabilecek bir güce sahip olmasına rağmen, bu potansiyel yeterince kullanılamamıştır.

Türkiye’nin mevcut potansiyelini kullanabilmesi, bugün yaşanan pek çok bölgesel ve küresel çatışmada uzlaştırıcı bir rol üstlenebilmesi ve dünya barışına katkıda bulunabilmesi, ancak Türkiye’nin sahip olduğu nitelikli insan gücünden (insan kaynağı - beşeri sermaye) daha verimli ve etkin bir şekilde yararlanması ile mümkün olabilecektir.

 

Son yıllarda ciddi bir ivme yakalayan ve yıldızı her geçen gün parlayan Türkiye, komşu bölgelerle sınırlı eylem alanını daha da genişleterek, belli başlı küresel konulara etkin bir şekilde müdahil olmaya çalışmıştır. Etkin rol oynama yönündeki çabaları ile tarihî ve kültürel bağlara sahip olduğu geniş bir coğrafi bölge ile ilişkilerini güçlendirme fırsatı yakaladığını düşünmüş ve tüm dünyada yeni açılımlar gerçekleştirmeye çalışmıştır.

Fakat kendi doğallığında tecrübe edilen sonuç; ülkelerin yumuşak ve sert güç kapasitelerini tam olarak harekete geçirebilmesi noktasında din,  dil,  tarih, coğrafya gibi faktörler önemini korusa da, işlerlik kazanması ancak nitelikli insan kaynağına dayalı yüksek katma değer üreten bir ekonomiye sahip olarak uluslararası iş bölümünden nitelikli pay almaları ile mümkün olacaktır.

Bu sürecin başarısı da iç ve dış politika önceliklerine uygun biçimde, öncelikle güçlü ulusal altyapı müteakiben ise hedeflenen tüm ülke ve bölgelerde karşılıklı bağımlılık oluşturabilecek çok boyutlu yapılar inşa edilebilmesine bağlıdır..

Bu bağlamda Türkiye’nin temel sorunlarına, iç ve dış hedeflerine (2023-2053) yeni fikirler ve yaklaşımlarla kalıcı çözümler üretilebilmesi için büyük önem taşıyan bilginin stratejik olarak elde edilmesi, kullanılması ve paylaşılması amacıyla iyi yetişmiş nitelikli insanların bir araya gelerek, dünyadaki gelişmelere dair güncel bilgileri farklı bakış açıları ile analiz edip, ileriye dönük yeni açılımlar sağlamaları ve çok boyutlu çözüm önerileri geliştirmeleri gerekmektedir.

Ancak, Türkiye’nin büyük emekler harcayarak ve kısıtlı imkanlarını seferber ederek yetiştirdiği nitelikli insanlar, en verimli dönemlerinde emeklilik veya başka nedenlerle köşelerine çekilmektedirler. Sahip oldukları bilgi, birikim ve tecrübenin harekete geçirileceği kurumsal bir yapı olmadığından, bu insanlardan yeterince istifade edilememektedir.

Bu potansiyelin harekete geçirilebilmesi için, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, uluslararası örgütler vb. kuruluşlarda görev yapan, siyaset, diplomasi, bürokrasi, ekonomi, kültür-sanat, ekonomi vb. alanlarda belli bir tecrübeye sahip olan, emekli olmuş ya da bir vesileyle Ülke’ye yeterince aktif katkı sunamayan ve kamu yönetimi dışında kalan insanların bilgi, birikim ve deneyimlerinden faydalanmak; hem Türkiye’nin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarına yönelik çözümler için ortak akıl oluşturmak, yeni ufuklar açmak hem de Türkiye’nin devlet ve demokrasi tecrübesiyle katkı sunmak istediği dost ve kardeş ülkeler için kurumsal bir yapı meydana getirilmesi zorunlu hâle gelmiştir.

Böyle bir kurumsal yapı içerisinde bir araya gelecek deneyimli insanların projeler, araştırma, inceleme, analiz, öngörü ve değerlendirmeleri ile ortak çözüm arayışı, bilgi, birikim ve deneyim paylaşımı, iş birliği ve dayanışmanın teşvik edilmesi ve atıl kapasitenin kullanılması sayesinde karar alıcılara gerçekçi, somut sonuçları olan projeler, programlar, kalıcı, yaratıcı ve etkin çözümler üretmeyi temin edecek ortak bir platform oluşturulabilecektir.